Ne kadar büyürsek o kadar kısıtlanıyor ve yerimizde sayıyoruz.
Kırsalda, karavanda yaşam sürdürme belki bir çoğumuzun hayali ama küçülmeyle birlikte gelecek huzuru yaşamaya kimsenin cesareti de yok gibi.
Gereksiz lüks yaşantımızdan ödün vermek istemeyip, kendimizle sürekli çelişir haldeyiz.
Ama hayatımıza giren ve gün geçtikçe tercih edilen Küçük Ev / Tiny House, duruma fazlasıyla ciddi bir boyut kazandırarak ikna edici olmaya başladı.
Üstelik son zamanlarda yaşamakta olduğumuz olağanüstü durum da, yaşam ve düşünce şeklimizi oldukça geliştirmiş ayrıca değiştirmiş vaziyette.
Şuan herkes evde ve kullandığı M2 de sınırlı olmakla birlikte, hep ezber alanlar dahilindeyiz.
Mesela herkes koltuğun belli bir köşesini, yemek masasında aynı sandalyeyi, yatağında da hep aynı tarafı kullanıyor.
Bunu 50 M2’lik küçük evlerde de yaşayabiliriz, üstelik belki oksijene doyamayacağımız bir doğanın içinde ya da derinliğinde kaybolacağımız maviliğin kıyısında.
Düşünsenize evinizdesiniz ama aynı zamanda da olmak istediğiniz yerdesiniz.
Bize aslında en büyük lüksü vaat ediyor ve sınırlarımızı kaldırıyor.
Herhalde en cezbedici yanı da bu olsa gerek.
Örneklerini gördüğünüzde siz de hak verecek ve eminim ki üzerine oturup düşüneceksiniz, bu aralar zaten bolca vaktimiz var.
