Dünya genelinde yeni tip koronavirüs hızla yayılmaya devam ederken, dünyanın dört bir yanında hükümetler tarafından onaylanan seyahat yasakları ve sosyal mesafeyi kapsayan kurallar, haziran ayında Londra, Paris ve Milano’da düzenlenecek erkek moda haftalarının ve temmuz ayında düzenlenecek Haute Coutre showlarının iptaline sebep oldu. Bununla beraber Çin, Japonya, Güney Kore, Brezilya ve Rusya'daki moda haftaları da iptal edildi.
"Moda showlarının 1 yıl boyunca düzenlenmemesi endüstriyi nasıl etkiler ?"
Nesillerden beri modanın kalbi yaratıcılık olarak bilinir, ve her sene sezonlar showlarla başlar. Showlar yaratıcıların seviyelerini ölçtüğü ve ilettiği birincil ortamlardır, ikinci olarak mağazalara gelen ürünler ve onları destekleyen reklam kampanyaları gelir, ve diğer yaratıcı içerik, vitrinler dahil dergilerdeki parlak görüntülerdir.
Son dönem de showlar aynı zamanda büyük bir pazar yeri konumunda. Bu ortamlar tüketiciye dijitallikten ziyade “ doğrudan” canlı ve fiziksel olarak sunum imkanı sağlıyor. - editörler, alıcılar, ünlüler, ve diğer takipçiler - etkileşime destek olmak, sosyal medyayı yakalayan ve ileten, çanta, ayakkabı ve elbiseleri güçlü bir arzuya dönüştüren kültürel ve duyusal ortamlar sunuyor.
Elbette, moda haftası aynı zamanda endüstri profesyonelleri için bir çeşit canlandırma konferansı olarak hizmet ediyor, pazarlık yönünde anlaşmalar yapılıyor ve toplu görüşmeler sağlanıyor. Ve bir dereceye kadar, şovlar (veya en azından süreci takip eden showroom’lar) toptan satış sürecinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Geçen haftalarda , Şangay Moda Haftası fiziksel gösteriler yerine dijital bir vitrin kuran ilk yapılanma oldu. Etkinlik Alibaba’nın e-ticaret platformu Tmall'da gerçekleşti ve büyük ölçüde “şimdi bakın, şimdi satın alın” ortamı oluştu. Online show’a 150 den fazla marka katılım sağladı. Organizatörlere göre, sunumların çoğu binlerce tüketici tarafından izlendi. Ancak geleneksel moda haftalarının yerini tutmadığı da yönetenler tarafından eklendi.
Moda haftalarının toptan satış gibi işlemleri joor gibi dijital platformlardan kolayca yapılabilir. Bu süreçte, Alexandre de Betak gibi etkinlik yapımcıları yenilikçi dijital formatları deniyorlar, birincil değeri olan özel çevrimiçi etkinlikler de bu duruma dahil, ancak bu süreçte dijital çoğaltma beraberinde zorlukları da getiriyor.
Her durumda, mağazalar kapatıldığın da moda haftalarını sergilemek ya da dijital platformlar çok fazla bir anlam ifade etmiyor, tüketici talebi azalabilir ve bir çok markanın ilk etapta koleksiyon çıkarması mantıklı olmayabilir. Gösterilerin, koleksiyonların tasarımı ve üretimi gibi, lüks analist Luca Solca'nın kriz geçene kadar “hazırda bekletme” olarak adlandırdığı sürece girmesi gerekebilir. Süreç sonucu, bu ortamda modayı geliştirmeye ve göstermeye devam etmek sadece aşırı stok, ağır indirimler ve marka seyreltmesi ile sonuçlanabilir.
Bir çok marka bunu bir kış uykusu olarak değerlendiriyor ve yeniden düşünmek için uygun bir süreç olduğunu ya da en azından tekrar değerlendirilebileceğini destekliyor. Bazıları, moda merkezlerinde ve dünyadaki ikincil pazarlarda düzenlenen mevsimsel moda şovlarının yerini Olimpiyatlara benzeyen bir modelle değiştirebileceğini bile öneri olarak sundu. sektör, dijital olarak gerçekleşen ara showlarla her yıl büyük bir küresel etkinlik düzenlemek için tek bir yer seçmeye hazırlanıyor.
Ancak şu anda böyle bir olayı organize edecek küresel bir kitle yok ve yerel pazarlar hala kendi moda haftalarını sahnelemekten büyük fayda sağlıyor. Kriz sona erdiğinde, bazı markaların şovlara devam ettiği de görülebilir. Salgından önce var olan baskı altındaki küçük moda haftaları süreçle beraber ortadan kalkarak bir daha yapılmayabilir ve bu durum takvim yenilenmesine sebep olabilir.
Bu derin değişim muhtemel yavaş bir süreçle gerçekleşir ve showların moda endüstrisinde ki rolü aşikar ancak koronavirüs pandemisi 2021 ve daha ileri bir tarihte devam etmediği sürece devrimsel bir değişimin sektörde gerçekleşmesi mümkün değildir.