Yani pozitif bir ruh haline sahip olmak için zengin olmak, başarılı bir kariyer sahibi olmak ya da fit bir vücuda sahip olmak gibi inanışlar var. Yanlış anlaşılmasın bütün bunlar mutluluk getirmez demiyorum. Ama bunlara bakış açımız çoğu zaman yüzeysel olabiliyor. Mutlulukla alakalı en kritik detayı kaçırıyoruz. O da şu; mutluluğun kendi içimizde inşa ettiğimiz bir şey olduğu...
Zengin olduğumuz zaman mutlu olacağımızı düşünüyoruz ama zenginlikle elde edeceğimiz tek şey sadece ekonomik özgürlük oluyor. Bu harika bir şey ama bu özgürlükle ne yapacağımızı bilmiyorsak yine mutlu olamıyoruz. Sadece fazlaca tüketiyoruz.
Kariyer için de bu geçerli. Ruhumuzu doyuran ve yaşam enerjimizi yükselten bir işte değilsek başarı sadece etrafımızdan onay almamıza yarıyor. Bu onay bizi kısa bir süre mutlu etse de uzun vadeli bir etki gösteremiyor.
Aynı şekilde fit bir vücuda sahip olduğumuzda iyi hissetmemizin sebebi; bilinçaltımıza gönderdiğimiz kendime iyi bakıyorum enerjisi. Bu değerli olduğumuz kodunu destekliyor. Sadece iyi göründüğümüz için değil kendimize saygı duyduğumuz için mutlu oluyoruz.
Bütün bu görünenin ötesindeki anlamları fark etmek bana çok iyi geliyor. Kendime düzenli olarak tekrar etmeye çalışıyorum. Okuduğum kitapları, beslendiğim kaynakları sizinle paylaşırken bir yandan da pekiştirmiş oluyorum. İçselleştiriyorum.
Başta bahsettiğim pozitif ruh hali konusuna dönersek:
Buradan hepinize gönül rahatlığı söylemek isterim ki ben de herkes gibi içinde karanlık tarafları olan, zaman zaman kaygılar ve korkular yaşayan birisiyim. Zengin bir aileden gelmiyorum. Geleneksel kariyer anlayışını terk etmiş birisiyim. Kaçamakları abartıp fit olmadığım dönemlerim oluyor. Ama bütün bu durumların ötesinde içime baktığımda her gün bir seçim yaptığımın farkındayım.
Ve ben bugün pozitif olmayı seçiyorum!