× BRAND STORY MODA
Moda Haberleri Trend ve Stil Sokak Modası Radar Alışveriş DekorasyonTümü
HAYAT
Söyleşiler Spor Koçun Sağlık / Bakım Gezinti Mekanlar Sinema / Müzik Etkinlikler Kendin YapTümü
EXCLUSIVE MAGAZİN
Kırmızı Halı İlham Al Tarzı Ne ÜnlülerTümü
DEFİLEÜRÜN İNCELEMESİ
Hayat / Söyleşiler

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK İHRACAT HACMİNE SAHİP OLAN KLASİK MOBİLYA MARKASI: ASORTİE

Genç iş adamı ve yatırımcı Murat ERAT tarafından kurulan, 46 farklı ülkeye mobilya ihracatı yapan Asortie ve diğer tüm yatırımları hakkındaki tüm detaylar sizlerle!

by Sinan Odak 26/09/2020

Murat Bey merhaba, öncelikle sizleri tanımak isteriz

1981 İstanbul doğumluyum. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Erciyes Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Mezuniyetimden hemen sonra özel sektörde bir firmada önce orta düzey sonrasında ise üst düzey yöneticilik yaptım. Çok kısa bir süre bir kamu kurumunda çalıştım ve ardından kendi işimi yapmaya başladım. Özellikle uluslararası başta olmak üzere ticaret yapmak ve markalar oluşturmak hayallerim arasında büyük bir yer kaplıyordu. Önce Amerika başta olmak üzere bazı ülkelere gıda ihracatı yaptım, ardından Türkiye’de o dönemlerde olmayan birçok ürünün ithalatını yaparak kendine iyi bir pazar ağı oluşturdum. Ardından da hep yapmayı istediğim mobilya ve dekorasyon alanında bir marka oluşturmak istedim ve bu bağlamda da Asortie Mobilya’yı kurdum. Asortie benim sıçrama tahtam oldu. Asortie sonrasında birçok iş ve yatırım ile büyümeye devam ettik. Şu anda da planlı büyüme ivmemiz tüm hızı ile devam ediyor. İş hayatım dışında, doğa sporlarına, burçlara, müze ve ören yerlerini gezmeye ve dünyanın mistik ülkelerine aşırı ilgim var. Bunun yanında eski kitap, saat ve tesbih merakımdan dolayı da bazı ufak koleksiyonlar yapıyorum. Birçok erkek gibi klasik otomobil tutkumda oldukça fazla. Koç burcuyum ve burcun bilindik özelliklerini taşıyorum. Evliyim ve iki kız evladım var.

Asortie hikayesini ve gelişim sürecini bize anlatır mısınız?

Aslına bakarsanız Asortie mobilya sektörü içerisinde yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip ancak global anlamda markalaşma süreci 2009 yıllarında başladı. Asortie’yi markalaşma sürecine yönlendiren en büyük faktör globelleşen dünya içerisinde ticari yaşamın şekil değişikliğine uğraması ve sınırların artık ortadan kalkmasıydı. Mevcut sektörel birikimlerimiz ile Türkiye piyasası içerisinde yer bulmamıza karşın global pazar içerisinde yer almak istiyorsanız güçlü bir marka imajına sahip olmanız gerekiyor. Yalnızca Türkiye pazarı içerisinde değil Dünya pazarında da önemli bir noktaya gelme hedefiyle yola çıktığımız bu markalaşma sürecinde önceleri sadece klasik kanepe üretimi yaparak Asortie markasını yarattık ve şuan İstanbul, Dubai, Sırbistan ve Ukrayna mağazalarımızdan dünyanın 46 ülkesine yüzde yüz Türk mobilyası ihraç eden bir marka konumuna geldik. Ayrıca yaklaşık 80 ülkede de tescilli bir markayız. Elbette gelişim süreci içerisinde bunu gerçekleştirirken markamızın sektör içerisinde konumunu ölçümlemek için bazı istatistiksel verilere başvurarak çeşitli anket çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz son anket çalışmaları gösteriyor ki Asortie Mobilya sektör içerisinde dünya devi olarak görülen mobilya markaları arasında hedef kitlemizin algısında bilinirliğe sahip konumda. Bu da marka olarak bizi mutlu ederken yeni atılımlar yapma yönünde şevkimizi arttırıyor. Çok yakında Katar mağazamızla bu hedefe bir adım daha yaklaşmak istiyorduk fakat küresel anlamda tüm ülkeleri etkileyen pandemi sebebi ile bu planımıza ufak bir mola verdik.

Türkiye’den çıkmış olan nadir mobilya markalarından biri olma sürecinde karşılaştığınız, sizi en çok zorlayan problemler neler oldu?

Gerek Türkiye’de gerekse de diğer ülkelerde marka olmak gerçekten zorlu bir süreci başarı ve yılgınlık olmadan geçirmenizi gerektiriyor. Asortie markasını oluştururken iki temel argümanı kendimize kılavuz yaptık. Bunlardan biri yüzyıllarca süregelen ve tarihimizde ticari hayatın omurgasını oluşturan Ahilik geleneğinden sapmadan, ahlaklı üretim ve ahlaklı satış, ikincisi ile dijitalleşen dünyada inovatif tüm argümanlar ile çağında ilerisinde bir yaklaşım ile faaliyet göstermektir. Bu argümanlara sahip olduğumuz için aslında çok engel ve zorluk ile karşılaşmadık. Fakat itiraf etmeliyim biraz yorulduk. Çünkü ortalama bir yıl içinde 30-35 ülkeye seyahat etmek, yüzlerce şehirlerarası yolculuk yapmak ve yüzlerce müşteriye A plus projeler teslim etmek gerçekten çok zor bir operasyon. Fakat projeyi veya ürünlerimizi teslim ettikten sonra, müşterimizin yüzünden okuduğumuz mutluluk ve tebessüm bizim tüm yorgunluğumuzu alıyor.

Peki Asortie Mobilya'nın farkı nedir? Bu başarının sırlarını paylaşabilir misiniz?

Asortie Mobilya’nın ülkemizdeki klasik ve lüks kulvarda mobilya üreten firmalara göre bazı farklılıklar var. Aslında bizi rakiplerimize karşı öne çıkaran en önemli etken dijitale ciddi yatırımlar yapmamızdır. Özellikle son dönemde markalaşma ve inovasyonel yenilikler ile zenginleştirilmiş dijitale yaptığımız yatırımlar ile ülkemizin bazen girdiği zor dönemlerde bile hiç müşteri ve satış sıkıntısı yaşamadık. Çünkü dünya değişirken, gelişirken ve insan davranışları dijitalleşirken, artık hayat online yaşanırken sizin markanızın sadece ofline kesime hitap etmesi bir nevi kurumsal intihardır. Bunun için dünya dijitalleştikçe biz de dijitalleştik. Bunun yanında bizim rakiplerimizden bir farkımız da herkesin durduğu yerde bizim koşmamız, herkesin koştuğu yerde ise bizim daha hızlı koşmamız oldu. Bu prensibimiz hiç değişmedi. Özellikle son 5 yılda ülkemizin yaşadığı etkisi büyük bazı olumsuz gelişmelerde bizler asla reklam, pazarlama ve dijitalleşme harcamalarında kısıtlamaya gitmedik. En büyük gücümüz ise yurtdışı reklam ve tanıtım çalışmalarımız ile ihracat rakamlarımızı artıracak organizasyonlardan asla taviz vermedik. Ülkemizin en zor zamanlarında dahi, “yurtdışından müşteriler gelmiyorsa biz onlara gideceğiz” ilkesi ile ülke ülke dolaşarak markamızı anlattık ve güçlü ticari bağlantılar kurduk. Son 5 yılda sadece ben yaklaşık 65 ülkeye ticari ziyaretlerde bulundum. Asortie Mobilya olarak ülkemizin kurumlarının ihracat hedeflerine sektörel bazda odaklandık ve özellikle Ticaret Bakanlığımızın ve Ekonomi Bakanlığımızın tüm fuar, ikili iş görüşmeleri, tanıtım gezileri gibi bize katma değer sağlayan tüm organizasyonlarına katıldık. Gittiğimiz ülkelerdeki Ticari Ateşelerimizden bilimsel verileri alarak o ülkelere özel reklam ve pazarlama çalışmaları yaptık. Bu tarz markalaşma, reklam, tanıtım ve pazarlama aktivitelerimize ek olarak bizi rakiplerimizden ayıran diğer husus ile hiç mütevazi olamadığımız bir konu olan ürün kalitemizdir. Asortie’den mobilya alan tüketicileri üretim sürecinin tüm aşamalarına dahil ederek onlara kullanırken konforu ve sağlamlığı yaşayacakları ve satın aldıkları için mutlu oldukları mobilyaları üretiyoruz. Ürettiğimiz mobilyalarda asla sorun çıkmaz gibi absürt ve inanılması zor bir iddianın içinde asla olmadık. Sonuçta insanın olduğu her yerde hata olabilir. Ama bizler en aza indirmek için yüksek çaba zarffettiğimiz hizmetimizde tüm gayretlerimize karşın ortaya çıkabilecek olumsuzluklarda asla yazılı veya sözlü bir koşula bağlı kalmaksızın “ ilgi, Güleryüz ve güven” prensiplerimiz ile müşterilerimize hızlı, kesin ve kalıcı çözümler üretiyoruz. Maalesef mobilya ve dekorasyon sektörünün en zayıf yanı olan satış sonrası hizmet, Asortie Mobilya’yı rakiplerine karşı farklı kılan bir özelliğimiz olarak öne çıkıyor. Şirketimizin kurucularından ve mobilya sektörünün duayen ismi değerli büyüğümüz Sayın Gafur Yılmaz’ın sektör tecrübesi de bize rakiplerden ayıran bir diğer önemli etkendir. Ahilik ahlakını kuşanmış 50 yıllık ticari tecrübesi ile gelişime karşı daha etkin ve akılcı çözümler üreterek bizlere hem enerji hem de zaman kazandırıyor.

Asortie Mobilya'nın gelecek hedefleri nelerdir? Hem yurt içi hem yurt dışı büyüme hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Asortie Mobilya daha çok yurtdışı pazarı önceleyen bir 10 yıllık büyümeden başarı ile geçti. Şimdi artık kartopu haline gelen ve tahminlerimizden daha hızlı devam eden yurtdışı büyüme rakamlarımıza inanın bizler bile bazen şaşkınlıkla bakıyoruz. Büyüme modelimizde bizi kalitemizden ve marka hedeflerimizden saptıracak bir hız varsa hemen gerekli tedbirleri alıyor ve “kontrollü ve etkin büyüme” stratejimizden asla taviz vermiyoruz. 10 yıllık sürede yaptığımız yurtdışı yatırımların meyveleri aldık. Şimdi sıra çok kısa sürede Türkiye’deki marka bilinilirliğimizi bilimsel ve özverili çalışmalar ile ilk 5 içerisinden 1. Sıraya çıkarmak. Bununla ilgili yaptırmış olduğumuz anket çalışmalarında Türkiye’de klasik mobilya sektöründe bilinen bir markayız ama bunu 83 milyonun tanıdığı ve bildiği, kalite ve ihtişam ile özdeşleşmiş bir marka haline getirmek istiyoruz. Rakamsal büyüme stratejimizde ise önümüzdeki orta vadeli büyüme modelinde amacımız ihracat yaptığımız ülke sayısını ve istihdam ettiğimiz personel sayısını en az iki kat büyütmek ve Katar , Nijerya ve Rusya’da mağaza açmak. Uzun vadeli büyüme planımızdaki amacımı ise mağaza açtığımız ülkelerde bayi ağı oluşturarak mağaza sayışımız artırmak ve böylece ihracat yaptığımı ülke sayısını en az 100 yapmak suretiyle ihracattaki ciro rakamlarımızı artırmak var.

Asortie dışındaki diğer girişim ve yatırımlarınız neler? Özellikle son zamanlarda gündeme gelen Rasyonel Global yatırımlarını merak ediyoruz.

Asortie Mobilya dışında bizim farklı yatırımlarımız da var. Bunlardan biri klasik mobilya dışında tüketicilere daha modern ve modüler mobilyalar ve ev tekstili ürünlerinin satışını yaptığımız Trend Mobilya adında bir markamız var. Bu hem offline satışta he m de online satışta tahminlerimizin üzerinde büyüyen bir yatırımımız oldu. Bunun yanında otomotiv, gayrimenkul ve tekstil sektöründe bazı yatırımlarımız var. Yine Ukrayna’da gıda ve hayvancılık alanlarında faaliyet gösteren şirketlerimiz bulunuyor. Rasyonel Global bu şirketleri tek çatı altında toplayan bir holding mantığı ile kuruldu aslında. Ayrıca Rasyonel Global ile farklı fikirlere sahip yeni girişimcilere yatırım yaparak destek olma amacındayız. Bu hususta bazı görüştüğümüz ve yatırım yapmayı düşündüğüm projeler de var.

Rasyonel Global bünyesinde yatırım yaptığınız ve yapacağınız girişimlerde en çok dikkat ettiğiniz 3 husus nedir?

Bir markanın veya yatırımın başarısı, onun bir ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı ile yakında ilişkilidir. Biz Rasyonel Global olarak yatırım yaparken öncelikle, düşünülen fikrin hangi ihtiyaca cevap verdiğine bakıyoruz. Temel çıkış noktamız insanların bu fikre ne kadar ihtiyaç duyacakları oluyor. Sonrasında ise yatırımın geri dönüşü, başabaş noktası gibi teknik ticari analizler giriyor. Projeye yatırım yaparken baktığımız en önemli diğer husus ise proje fikrini geliştiren girişimcinin projeye ne kadar inandığıdır. Çünkü inanılan projelerin olumlu geri dönüşleri her zaman daha etkin ve daha hızlı oluyor.

Yatırımlarınızı hangi sektörlerde gerçekleştiriyorsunuz?

Aslında katma değeri yüksek her sektöre yatırım yapabilirim. Ama son yıllarda dijital alanda yatırımlarımı artırmayı ve özellikle yapay zeka, mobil oyun ve sanal gerçeklik alanlarındaki projelere ilgi duyuyorum.

Bir teknoloji yatırımcısı olmayı hedefliyor musunuz? Hedefliyorsanız neden teknoloji?

Teknoloji yatırımında donanım teknolojisinden ziyade yazılım altyapılarına yatırım yapmak istiyorum. Bu anlamda aslında yakın zamanda çok ciddi bir yatırım yaptık. Axell Studio adıyla bir mobil oyun stüdyosu kurduk. Bildiğiniz gibi Türkiye’de yatırımcılar oyun sektöründe son günlerde çok iyi exit lar yapmaya başladı. Çok yüksek tutarlarda oyun şirketleri satıldı. Türkiye’nin bu alanda büyümesi ve dünyada bilinen bir mecra olması lazım. Biz de Ocak 2021 tarihinde çıkarmayı düşündüğümüz çok farklı bir oyun ile birlikte Axell Stüdio markasını oluşturduk. Şuan 21 kişilik bir ekip ile yoğun tempo çalışmalara devam ediyoruz. Axell olarak ilk yıl hedefimiz 4 oyun ve 20 milyon download. Uzun vade hedefimiz ise sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bilinen bir oyun markası olmak. 

Kariyer yolculuğunuzda sürekli size ilham olan kişiler oldu mu?

Kariyer yolcuğunda bana ilham olan iki önemli isim var aslında. Bunlardan biri babam ve diğeri ise Üniversitede hocam olan Prof. Dr. Şevki Özgener. Babamdan esnaf olmayı, hocamdan ise kurumsal olmayı öğrendim. Bu iki önemli değeri harmanlayınca da ortaya çok harika diyebileceğim sonuçlar çıktı. Yapısal olarak dinlemeyi ve muhabbet etmeyi çok severim. Bu bağlamda tecrübe sahibi insanları dinlemek ve yaşayarak değil de duyarak tecrübe edinmek benim kariyerimin en önemli temel argümanı oldu

ÖNERİLER