× BRAND STORY MODA
Moda Haberleri Trend ve Stil Sokak Modası Radar Alışveriş DekorasyonTümü
HAYAT
Söyleşiler Spor Koçun Sağlık / Bakım Gezinti Mekanlar Sinema / Müzik Etkinlikler Kendin YapTümü
EXCLUSIVE MAGAZİN
Kırmızı Halı İlham Al Tarzı Ne ÜnlülerTümü
DEFİLEÜRÜN İNCELEMESİ
Brand story

ÖZLEM SÜER

Başarılı Türk tasarımcı Özlem Süer kimdir? Özlem Süer'in pazarlama ve satış stratejisi, markalaşma aşamasında yaşadığı zorluklar, koleksiyon belirleme süreci, genç girişimcilere tavsiyeleri ve dahası

by Sinan Odak 26/05/2020

Marka sahibi olarak kendinizden biraz bahseder misiniz?

Bir tasarımcı moda markası yaratıcısı olarak serüvenim çok erken yaşlarda moda tutkusuyla başlayarak ardından tasarım eğitimi ve akademik anlamda geçen süreç ile markanın kurulumundan bugünlere geliş olarak özetlenebilir.

“ÖZLEM SÜER” markasının kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?

Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi iken doktora tezim finalinde bir eser çalışması olarak “Şemsiye” adlı Nedim Gürsel’in “Boğazkesen” adlı kitabından İstanbul’un kuruluş öykülerinden birini ilham alarak hazırladığım koleksiyonu Tophaneyi Amire binasında gerçekleşen defile ile başladı. O defile performansı aslında bir sınavdı. 350 kişi davetli idi fakat 750 kişiye kadar yükselen İzleyiciyle çok başka bir boyuta taşındı. Bir dönüm noktası oldu.

Markanızdaki sıçrama taşı sizce nedir? Markayı büyüten detay. A-HA moment da diyebiliriz.

Düsseldorf'ta üst üste CPD Fuarına katılım ve açılış defilelerini yapmak büyük bir yankı uyandırdı. İTKİB’in büyük desteği ile bu çıkış bizi bir ihracat sürecinin başlamasını ve katma değerli tüm tasarımını yükseltmek adına özel bir noktaya ulaşmamızı sağladı. Bu nitelikli ihracat sürecinin başlaması dünya üzerinde birçok noktada özel bir çıkışla Özlem Süer markasının tanınırlığını sağladı.

ÖZLEM SÜER olarak dönüşmek istediğiniz şey nedir? Hedefleriniz nelerdir?

Dinamik, tasarım üretkenliği yüksek, deneyim tasarımı kavramında disiplinler arası üretkenliğe yatkın, dünya üzerinde bulunduğu noktaları her gün daha çok arttıran, dijitalde yenilikçi tavrıyla yeni nesil iletişim dilini benimsemiş bir refleksle gelişmek.

Marka kuruluş ve büyüme aşamalarındaki size en çok zorlayan challenge’lardan bahseder misiniz?

Marka yaşayan bir organizma ve her an nefes alarak yeni ihtiyaçlarla karşımıza çıkıyor. Dijital dönüşüme ayak uydurmak çok emek istiyor. Koleksiyon hikayesiyle başlıyor, ardından tedarikler; kumaş tedariği, kalıplar uygulama, koleksiyon bitiminde fotoğraf çekimleri, sürecin görüntülenmesi, ardından satış platformlarına ulaşırken ve online noktalarda bulunabilme yetisine ulaşırken bir yandan da teknik föylerinin hazırlanması bunların hepsi çok disiplin isteyen işler ve sürekli teknolojik olarak güncellenerek gitmeyi de gerektiriyor... Sadece güçlü bir koleksiyon değil aynı zamanda markayı yükseltecek satış/pazarlama stratejileri dönüm noktaları. Şimdiye kadar iyi kararlar aldık ve uyguladık. Şimdi ise pandemi süreci ve sonrasına konsantreyiz. Çünkü belli ki nerede rahatlayacağı bilinemeyen başka bir yolculuk başladı.

Türkiye’de tasarımcı olmanın zorlukları ve avantajlarından bahseder misiniz?

Zorlukları; tasarımcı sanata yakın duruşuyla yaşamın standartlarında öyküsünü daha his ve hassasiyet ile yüksek duyarlılıkla yaşayan kişi. Finanstan, yöneticilikten, ekip kaptanı olmaktan yolu geçtiğinde zorluklar olabiliyor. Siz her şeyi olmak zorunda oluyorsunuz ekibin; jokeri aynı zamanda.
Avantajları ise ülkemiz üretim ve tedarik adına doğru bir yerde. Tüketici, müşteri profili çok gelişti, tasarımcıdan ürün almayı seviyor ve nerede olsa bulup ona ulaşıyor. Sosyal medya kullanımı çok yaygın olduğundan kendini ifade etme şansı ve satış işe tanıtım alanı oluşturmak dijital üzerinden çok kolaylaştı. Genç nüfus olduğumuz için ekibe enerji katmak ve onlara imkân tanımak bir arada şahane yürüyor. Tüm dünyaya çok yakınız. Batının doğusu, doğunun batısı, dilediğimize ulaşabiliyoruz.

Markanın doğrudan veya dolaylı olarak istihdama katkısı nedir?

İlk kurulduğumuz günden beri hatta kurulum amacımız birbirimize benzeyen hayat amaçlarının buluşacağı bir platform olmaktı. Ve de öyle oldu. Farklı alanlarda iyi eğitimler görmüş ya da göremese de eğitime açık kişilerin buluştuğu bir nokta olduk. Eğitimlerini çalışma sürecinde tamamlayan ilköğretim terk girip üniversiteyi bitiren çok arkadaşımız oldu atölye grubundan. Sosyal girişimcilere destek iş birlikleri yaptık. Dışardan üretkenliklerini satın almalarımız ve bizde eğitilerek üretmeyi öğrettiğimiz çok üreticimiz oldu.

Hitap ettiğiniz müşteri kitlesi nedir?

Farkındalığı yüksek; farklı yaş gruplarında, keyifli bir kültür seviyesine sahip çok özel bir kitlemiz var. #ozlemsuergelinleri ortalama 24-30 ve 30-40 yaş grubuna girerken 40+ gelinlerimizde çok sayıda. Gece kıyafetlerinde orta yaş üstü kaliteye ve geçmişten gelen özel dikime alışık olarak yıllardır bizimle olan çok özel bir grup var. Mezuniyetlere bayılıyoruz, çok neşeli... Hazır giyim ve ofis üst düzey yöneticilerimiz çok. Rahat ve yumuşak tuşe isteyen over-sized tercihleri olanlarda bir hayli sayıda. Özlem Süer House çok kıymetli konukları ağırlayan dinamik bir marka. İçeri girdiğinizde çok sayıda tanıdık simâ, ünlü konuklar ve harika insanlar tanıma şansınız var. Renkli bir armonimiz var.

Koleksiyonlarınızı belirleme sürecinden bahseder misiniz? Ürünleri belirlerken nelerden ilham alıyorsunuz?

Koleksiyonlar; yılda iki kere gelinlik koleksiyonu, yılda iki kere Prêt a couture, yine iki kez hazır giyim koleksiyonumuzu 6 büyük ve kapsül Koleksiyonlar olmak üzere çok sayıda tasarım üretiyoruz... İlham noktası bazen sinema, ağırlıkta seyahatler, okuduğum bir kitap, sahaflardan bir fotoğraf, tanıdığım bir insan, tarihe mal olmuş bir karakter... Hepsi olabiliyor. Kumaş, malzeme, eski parçalar, kullanılmış yüzeyler, bazen bir şerit, bir düğme çok fazla şey söyleyebiliyor.

Müşterilerinize hangi kanallar aracılığı ile ulaşıyorsunuz? Pazarlama ve satış stratejileriniz neler?

Evet bir tasarımcı için en önemli konu. Akademik pazarlama yöntemleri her zaman araştırma alanlarımın içindedir. Her süreç içinde yeni bir satış stratejisi öyküsü yazmayı ekip olarak çok önemseriz. O yüzden ekipte stratejik planlarımız için uzmanlıkları bu alan olan arkadaşlarımız hep olmuştur. Zamana ve olaylara göre süreç hep yeni evrilmeler yaşıyor. İklim değişimleri, sosyolojik olaylar, toplumsal değişimler, Pandemi gibi bütün dünyayı sarsabilecek büyük hareketler; açıkçası yaşanan her an önümüzü kısa mesafede ve uzun mesafede görmek zorundayız. Yakın zamana göre yapılan planlar; ona göre hazırlanan iletişim dili, tasarım vizyonu, ona göre sık değişen rayonlar ve hatta paketleme bile bu değişimin parçası oluyor. Dijitali, sosyal medyayı, müşterimizin hatırını sormayı, onlara zaman ayırmayı kısaca yeni çağın yetilerini ve eski samimi dili bir arada tutuyoruz. Özlem Süer House bir m a i s o n yani tasarımcının ruhuna göre donanmış kişisel servisler veren özel bir deneyim noktası. Service design, Hospitality design, Experience design kavramları üzerinde uzun zamandır çalışmak tasarım disiplinimizi başka bir noktaya taşıdı. Yurtdışında çok showroom, fuar, defile, trank show performanslarımız çok oluyor. Yurt içi ise İstanbul dışında da projelerle ulaşmaya çalışıyoruz. Markamız sosyal bir marka ve sıcak bir iletişim dili var.

Hedef kitlenizi tam olarak nasıl tanımlarsınız?

Özel olduğunu hissettirmenizden mutluluk duyan herkes.

Geldiğiniz noktada markanızı tanımlarken hedefleriniz ile şu anki konumunuz ne derece uyuşuyor?

Zamanı iyi yönettiğimizi ve geldiğimiz noktanın değerli bir yerde olduğunu düşünüyorum.

Hayatınızı etkileyen özel kişiler ve/veya düşünce akımları var mı? Neler, kimler?

Atatürk, Friedrich Nietzsche, Ludwig Wittgenstein, Agnes Varda, Hüsamettin Koçan, Engin Geçtan,

Markanızdaki şu ana kadar en beğendiğiniz koleksiyon hangisiydi?

Hepsiyle ayrı bir duygusal bağım var. Heyecanlı ve tutkulu bir insanım ve hayatımın odağında öncelikle ailem ve hemen yakınında tasarımcı ruhum var. Beni yakından tanıyanlar tasarımları koleksiyonları birbirinden ayıramayacak kadar çok sevdiğimi neden söylediğimi çok iyi anlayacaklardır.

Müşterileriniz için yarattığınız en büyük değer nedir? Neden sizi tercih ediyorlar?

İtinalı, titiz, yenilikçi ve en önemlisi ölçülü bir samimiyet.

Giymekten keyif aldığınız Türk markaları var mıdır? Var ise hangileri?

Türk markalarına ve Türk tasarımcılarına ve Türk mücevher sektörüne karşı çok duyarlıyım gururla Türk markalarını giymeyi ve takmayı seçiyorum. Çok farklı ürün gamların da bir çok markayla buluşuyorum.

İnsanları en özel günlerinde, düğünlerinde giydirmenin deneyimini ve hissini bizimle paylaşır mısınız?

Çok özel dönemlerini birlikte yaşadığımız için, derin bir dostluk başlıyor. Titiz ve itinalı bir çalışma gerektiriyor. İlk andan itibaren derin bir yakınlık kuruluyor süreç içinde tüm duygusal durumlar birlikte yaşanıyor. Çok hassas değerler üzerine kurulu bir marka olduğumuz için süreci keyifli ve gelin adayımızla birlikte onu mutlu edecek şekilde yönetmeye çalışıyoruz.

Son olarak. Bir moda markası kurma hayali olan genç girişimcilere önerileriniz nelerdir?

Aslında tüm sohbetlerimde onları hep aklımın bir köşesinde tutarak soruları yanıtlıyorum dolayısıyla röportajımızın tümünde ilham alabilecekleri güzel bir yaşam öyküsü var. Çalışkanlığı ve kültürel birikimi çok önemsiyorum. Tüm bunların önünde iyi bir insan olmak değerleri olan toplumsal fayda odağını önemseyen bir birey olmak. Tasarımcı olarak sanat ve zanaat boyutunda varlık göstermek sürekliliği olan bir üretkenlikte olmakta son nokta diye düşünüyorum.

ÖNERİLER

Marka sahibi olarak kendinizden biraz bahseder misiniz?

Bir tasarımcı moda markası yaratıcısı olarak serüvenim çok erken yaşlarda moda tutkusuyla başlayarak ardından tasarım eğitimi ve akademik anlamda geçen süreç ile markanın kurulumundan bugünlere geliş olarak özetlenebilir.

“ÖZLEM SÜER” markasının kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?

Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi iken doktora tezim finalinde bir eser çalışması olarak “Şemsiye” adlı Nedim Gürsel’in “Boğazkesen” adlı kitabından İstanbul’un kuruluş öykülerinden birini ilham alarak hazırladığım koleksiyonu Tophaneyi Amire binasında gerçekleşen defile ile başladı. O defile performansı aslında bir sınavdı. 350 kişi davetli idi fakat 750 kişiye kadar yükselen İzleyiciyle çok başka bir boyuta taşındı. Bir dönüm noktası oldu.

Markanızdaki sıçrama taşı sizce nedir? Markayı büyüten detay. A-HA moment da diyebiliriz.

Düsseldorf'ta üst üste CPD Fuarına katılım ve açılış defilelerini yapmak büyük bir yankı uyandırdı. İTKİB’in büyük desteği ile bu çıkış bizi bir ihracat sürecinin başlamasını ve katma değerli tüm tasarımını yükseltmek adına özel bir noktaya ulaşmamızı sağladı. Bu nitelikli ihracat sürecinin başlaması dünya üzerinde birçok noktada özel bir çıkışla Özlem Süer markasının tanınırlığını sağladı.

ÖZLEM SÜER olarak dönüşmek istediğiniz şey nedir? Hedefleriniz nelerdir?

Dinamik, tasarım üretkenliği yüksek, deneyim tasarımı kavramında disiplinler arası üretkenliğe yatkın, dünya üzerinde bulunduğu noktaları her gün daha çok arttıran, dijitalde yenilikçi tavrıyla yeni nesil iletişim dilini benimsemiş bir refleksle gelişmek.

Marka kuruluş ve büyüme aşamalarındaki size en çok zorlayan challenge’lardan bahseder misiniz?

Marka yaşayan bir organizma ve her an nefes alarak yeni ihtiyaçlarla karşımıza çıkıyor. Dijital dönüşüme ayak uydurmak çok emek istiyor. Koleksiyon hikayesiyle başlıyor, ardından tedarikler; kumaş tedariği, kalıplar uygulama, koleksiyon bitiminde fotoğraf çekimleri, sürecin görüntülenmesi, ardından satış platformlarına ulaşırken ve online noktalarda bulunabilme yetisine ulaşırken bir yandan da teknik föylerinin hazırlanması bunların hepsi çok disiplin isteyen işler ve sürekli teknolojik olarak güncellenerek gitmeyi de gerektiriyor... Sadece güçlü bir koleksiyon değil aynı zamanda markayı yükseltecek satış/pazarlama stratejileri dönüm noktaları. Şimdiye kadar iyi kararlar aldık ve uyguladık. Şimdi ise pandemi süreci ve sonrasına konsantreyiz. Çünkü belli ki nerede rahatlayacağı bilinemeyen başka bir yolculuk başladı.

Türkiye’de tasarımcı olmanın zorlukları ve avantajlarından bahseder misiniz?

Zorlukları; tasarımcı sanata yakın duruşuyla yaşamın standartlarında öyküsünü daha his ve hassasiyet ile yüksek duyarlılıkla yaşayan kişi. Finanstan, yöneticilikten, ekip kaptanı olmaktan yolu geçtiğinde zorluklar olabiliyor. Siz her şeyi olmak zorunda oluyorsunuz ekibin; jokeri aynı zamanda.
Avantajları ise ülkemiz üretim ve tedarik adına doğru bir yerde. Tüketici, müşteri profili çok gelişti, tasarımcıdan ürün almayı seviyor ve nerede olsa bulup ona ulaşıyor. Sosyal medya kullanımı çok yaygın olduğundan kendini ifade etme şansı ve satış işe tanıtım alanı oluşturmak dijital üzerinden çok kolaylaştı. Genç nüfus olduğumuz için ekibe enerji katmak ve onlara imkân tanımak bir arada şahane yürüyor. Tüm dünyaya çok yakınız. Batının doğusu, doğunun batısı, dilediğimize ulaşabiliyoruz.

Markanın doğrudan veya dolaylı olarak istihdama katkısı nedir?

İlk kurulduğumuz günden beri hatta kurulum amacımız birbirimize benzeyen hayat amaçlarının buluşacağı bir platform olmaktı. Ve de öyle oldu. Farklı alanlarda iyi eğitimler görmüş ya da göremese de eğitime açık kişilerin buluştuğu bir nokta olduk. Eğitimlerini çalışma sürecinde tamamlayan ilköğretim terk girip üniversiteyi bitiren çok arkadaşımız oldu atölye grubundan. Sosyal girişimcilere destek iş birlikleri yaptık. Dışardan üretkenliklerini satın almalarımız ve bizde eğitilerek üretmeyi öğrettiğimiz çok üreticimiz oldu.

Hitap ettiğiniz müşteri kitlesi nedir?

Farkındalığı yüksek; farklı yaş gruplarında, keyifli bir kültür seviyesine sahip çok özel bir kitlemiz var. #ozlemsuergelinleri ortalama 24-30 ve 30-40 yaş grubuna girerken 40+ gelinlerimizde çok sayıda. Gece kıyafetlerinde orta yaş üstü kaliteye ve geçmişten gelen özel dikime alışık olarak yıllardır bizimle olan çok özel bir grup var. Mezuniyetlere bayılıyoruz, çok neşeli... Hazır giyim ve ofis üst düzey yöneticilerimiz çok. Rahat ve yumuşak tuşe isteyen over-sized tercihleri olanlarda bir hayli sayıda. Özlem Süer House çok kıymetli konukları ağırlayan dinamik bir marka. İçeri girdiğinizde çok sayıda tanıdık simâ, ünlü konuklar ve harika insanlar tanıma şansınız var. Renkli bir armonimiz var.

Koleksiyonlarınızı belirleme sürecinden bahseder misiniz? Ürünleri belirlerken nelerden ilham alıyorsunuz?

Koleksiyonlar; yılda iki kere gelinlik koleksiyonu, yılda iki kere Prêt a couture, yine iki kez hazır giyim koleksiyonumuzu 6 büyük ve kapsül Koleksiyonlar olmak üzere çok sayıda tasarım üretiyoruz... İlham noktası bazen sinema, ağırlıkta seyahatler, okuduğum bir kitap, sahaflardan bir fotoğraf, tanıdığım bir insan, tarihe mal olmuş bir karakter... Hepsi olabiliyor. Kumaş, malzeme, eski parçalar, kullanılmış yüzeyler, bazen bir şerit, bir düğme çok fazla şey söyleyebiliyor.

Müşterilerinize hangi kanallar aracılığı ile ulaşıyorsunuz? Pazarlama ve satış stratejileriniz neler?

Evet bir tasarımcı için en önemli konu. Akademik pazarlama yöntemleri her zaman araştırma alanlarımın içindedir. Her süreç içinde yeni bir satış stratejisi öyküsü yazmayı ekip olarak çok önemseriz. O yüzden ekipte stratejik planlarımız için uzmanlıkları bu alan olan arkadaşlarımız hep olmuştur. Zamana ve olaylara göre süreç hep yeni evrilmeler yaşıyor. İklim değişimleri, sosyolojik olaylar, toplumsal değişimler, Pandemi gibi bütün dünyayı sarsabilecek büyük hareketler; açıkçası yaşanan her an önümüzü kısa mesafede ve uzun mesafede görmek zorundayız. Yakın zamana göre yapılan planlar; ona göre hazırlanan iletişim dili, tasarım vizyonu, ona göre sık değişen rayonlar ve hatta paketleme bile bu değişimin parçası oluyor. Dijitali, sosyal medyayı, müşterimizin hatırını sormayı, onlara zaman ayırmayı kısaca yeni çağın yetilerini ve eski samimi dili bir arada tutuyoruz. Özlem Süer House bir m a i s o n yani tasarımcının ruhuna göre donanmış kişisel servisler veren özel bir deneyim noktası. Service design, Hospitality design, Experience design kavramları üzerinde uzun zamandır çalışmak tasarım disiplinimizi başka bir noktaya taşıdı. Yurtdışında çok showroom, fuar, defile, trank show performanslarımız çok oluyor. Yurt içi ise İstanbul dışında da projelerle ulaşmaya çalışıyoruz. Markamız sosyal bir marka ve sıcak bir iletişim dili var.

Hedef kitlenizi tam olarak nasıl tanımlarsınız?

Özel olduğunu hissettirmenizden mutluluk duyan herkes.

Geldiğiniz noktada markanızı tanımlarken hedefleriniz ile şu anki konumunuz ne derece uyuşuyor?

Zamanı iyi yönettiğimizi ve geldiğimiz noktanın değerli bir yerde olduğunu düşünüyorum.

Hayatınızı etkileyen özel kişiler ve/veya düşünce akımları var mı? Neler, kimler?

Atatürk, Friedrich Nietzsche, Ludwig Wittgenstein, Agnes Varda, Hüsamettin Koçan, Engin Geçtan,

Markanızdaki şu ana kadar en beğendiğiniz koleksiyon hangisiydi?

Hepsiyle ayrı bir duygusal bağım var. Heyecanlı ve tutkulu bir insanım ve hayatımın odağında öncelikle ailem ve hemen yakınında tasarımcı ruhum var. Beni yakından tanıyanlar tasarımları koleksiyonları birbirinden ayıramayacak kadar çok sevdiğimi neden söylediğimi çok iyi anlayacaklardır.

Müşterileriniz için yarattığınız en büyük değer nedir? Neden sizi tercih ediyorlar?

İtinalı, titiz, yenilikçi ve en önemlisi ölçülü bir samimiyet.

Giymekten keyif aldığınız Türk markaları var mıdır? Var ise hangileri?

Türk markalarına ve Türk tasarımcılarına ve Türk mücevher sektörüne karşı çok duyarlıyım gururla Türk markalarını giymeyi ve takmayı seçiyorum. Çok farklı ürün gamların da bir çok markayla buluşuyorum.

İnsanları en özel günlerinde, düğünlerinde giydirmenin deneyimini ve hissini bizimle paylaşır mısınız?

Çok özel dönemlerini birlikte yaşadığımız için, derin bir dostluk başlıyor. Titiz ve itinalı bir çalışma gerektiriyor. İlk andan itibaren derin bir yakınlık kuruluyor süreç içinde tüm duygusal durumlar birlikte yaşanıyor. Çok hassas değerler üzerine kurulu bir marka olduğumuz için süreci keyifli ve gelin adayımızla birlikte onu mutlu edecek şekilde yönetmeye çalışıyoruz.

Son olarak. Bir moda markası kurma hayali olan genç girişimcilere önerileriniz nelerdir?

Aslında tüm sohbetlerimde onları hep aklımın bir köşesinde tutarak soruları yanıtlıyorum dolayısıyla röportajımızın tümünde ilham alabilecekleri güzel bir yaşam öyküsü var. Çalışkanlığı ve kültürel birikimi çok önemsiyorum. Tüm bunların önünde iyi bir insan olmak değerleri olan toplumsal fayda odağını önemseyen bir birey olmak. Tasarımcı olarak sanat ve zanaat boyutunda varlık göstermek sürekliliği olan bir üretkenlikte olmakta son nokta diye düşünüyorum.